TARIMDA
GELECEĞİN YETİŞTİRİCİLİK ŞEKLİ
“TOPRAKSIZ TARIM”
GELECEĞİN YETİŞTİRİCİLİK ŞEKLİ
“TOPRAKSIZ TARIM”
*Caner YILMAZ
2009
Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi
Lisans Programı
ÖZET
GİRİŞ
Bitkisel üretimin temel öğesi olan toprak, bitkilerin tutunma yeri ve
ana besin kaynağıdır. İçerisindeki su ve hava ile tohumların çimlenmesi ve
köklerin gelişmesi için uygun bir ortam oluşturur; Ayrıca besin maddelerini ve
suyu hafif bir güçle bağlayarak köklerin bunları kolayca almasına yardım eder.
Bütün bu özellikler toprağı, binlerce yıldan beri bitkisel üretimde ideal ve
doğal yetiştirme ortamı yapmıştır.
Bununa birlikte sera yetiştiriciliği
gibi entansif yetiştiricilik uygulamalarında topraktan kaynaklanan önemli
sorunlarla karşılaşılmaktadır. Uzun yıllar aynı ürünün yetiştirilmesi, toprağın
yüksek verim nedeniyle fazla sömürülmesi, yoğun gübre kullanımı gibi
nedenlerden kaynaklanan bu sorunların başında;
1. Toprak yorgunluğuna bağlı olarak verimliliğin
azalması,
2. Toprakta bulunan hastalık ve zararlı yoğunluğunun
artması,
3.
Tuzlanma veya
besin maddesi dengesinin bozulması gelmektedir.
Bu sorunların giderilmesi için toprağın yıkanması, dezenfeksiyonu gibi
kısmi çözümler toprağın değiştirilmesi gibi köktenci yöntemler bulunmaktadır.
Fakat tüm bunların hem etkileri sınırlıdır, hem de ekonomik yükleri çok
fazladır.
TOPRAKSIZ KÜLTÜR YETİŞTİRİCİLİĞİ YÖNTEMİ
Topraktan kaynaklanan sorunların çözümü
için alternatif yöntem olan topraksız ortamlarda bitki yetiştiriciliği
konusunda ilk çalışmalar 19. yüz yılın ortalarına dayanmaktadır. Ancak bu
konudaki ilk olumlu sonuçlar 1940’lı yıllarda alınmaya başlamış bitki
yetiştiriciliğinde kullanılabileceği konusunda umutlar doğmuştur. Yöntemin
seralarda kullanılmaya başlanması 1950’li yıllarda hızla yayılma eğilimi
göstermiştir.
Bugün seracılıkta çok önemli bir yeri olan Hollanda’da sera
sebzeciliğinin tümü; İngiltere, Belçika,
Almanya, Fransa gibi ülkelerde de % 30-90 arasındaki kısmı topraksız tarım
biçiminde yapılmaktadır .
Orman ağacı ve süs bitkisi üretiminde de
‘’topraksız kültür yetiştiriciliği’’ yöntemi son yıllarda
özellikle Kuzey Avrupa ülkelerinde (Finlandiya, İsveç, Norveç) önemli aşama
kaydetmiş, yeni teknolojilerin doğmasına sebep olmuştur. Türkiye’de ise 1990’lı
yılların başlarına kadar kitle fidan üretimlerinde kullanımı oldukça düşük olan
bu yöntem, yeni teknoloji transferleri ile kullanılmaya ve yaygınlaştırılmaya
başlanmıştır.
Topraksız kültür yetiştiriciliğinde 50
yıldır çok sayıda yöntem denemesine rağmen, halen kullanılan topraksız
yetiştiricilik yöntemlerinden iki biçimi önem kazandırmıştır:
1)
Su Kültürü
(Hidroponik)
a)
NFT (Besleyici
Film Tekniği=Nutrient Film Technique): Yetişme
kabı olarak kullanılan olukların içinden bir besin eriyiğini ince bir tabaka
halinde sirküle ettirmek ve kaplara yerleştirilen bitkilerin köklerini besin
eriyiği ile temas ettirerek onların beslenmelerini sağlamaktır. Böylece kökler
hem beslenebilmekte ve su alabilmekte, hem de yeterli havalanma olanağı
bulmaktadır. Oluklardan geçen eriyik daha sonra tankta toplanıp, yeniden
kullanılmaktadır.
Böylece su ve besin maddesi kayıpları da
en aza indirgenir. Bu yöntem topraksız kültürün en gelişmiş tekniğidir ve
tümüyle otomatik çalışan bir sisteme ve düzenlemeye gerek gösterir.
b) Aeroponik
c) Durgun Su Kültürü
d) Akan Su Kültürü
2) Katı Ortam Kültürü (Agregat Kültürü): Bu yöntemde ise bitkiler; torba, tekne, saksı,
pot-trays, viyol ve benzer biçimlerde kaplara doldurulan organik veya inorganik
yapılı substratlere ekilerek veya dikilerek yerleştirilir. Besin çözeltisi
belli aralıklarla damlama sulama sistemi
veya yağmurlama sulama ile bu ortamlara emdirilir ve bitkiler su/besin
maddelerini substratlerden alırlar.
Ancak bu tekniklerin tümünde temel prensip, toprak
kullanmadan, yetiştirilen bitkilerin kök sistemlerine yeterli oranda besin
maddesi içeren çözeltileri ulaştırmaktır. Besin maddesi düzeyleri bitki
türlerine göre ayrı ayrı hazırlanır ve gelişme devrelerindeki istekleri de göz
önüne alınarak içerikleri değiştirilerek uygulanır.
Besin çözeltilerinin pH’sı ve elektriksel
iletkenlikleri (EC) bitkilerin optimum isteklerine göre düzenlenir. Tüm bunları
sağlamak için sağlamak için çözeltiler özel tanklarda hazırlanır, daha sonra
sisteme bağlanarak kullanılır .
2.1.Yöntemin
Avantajları
Topraksız yetiştirme yönteminin en önemli avantajı hiç kuşkusuz toprak
hastalıklarına karşı etkili ve kesin bir çözüm getirmesidir. Bunun yanında
ayrıca aşağıdaki yararları sağlar;
1. Kök bölgesine yeteri kadar nem ve hava sağlar.
Topraktaki gibi bir sıkışma söz konusu değildir. Dolayısıyla toprak işleme ve
çapalama sorununu ortadan kaldırır.
2. Toprakta bulunan ve toprakla taşınan yabancı ot
tohumları bu yöntemde sorun olmaz. Rüzgarla taşınan ot tohumlarının ise
kontrolü mümkündür ve kolaydır. Yabancı ot savaşına büyük ölçüde gerek kalmaz.
3. Bitkilerin besin maddesi gereksinimi sulama ile
birlikte karşılanır. Böylece ayrıca gübrelemeye gerek kalmaz. Besin maddesi ve
gübre kayıpları en aza iner.
4. Su ekonomisi sağlar.
5. Topraksız kültürde bütün bitkilere eşit miktarda ve
dengeli su-besin verilir.
Böylece
daha homojen ve üniform ürün elde edilebilir.
6. Dengeli sulama ve beslemeyle verimde ve kalitede
artış sağlanır.
7. Bitkilerin büyüme, gelişme ve verimlilikleri daha
kolay düzenlenebilir ve yönlendirilebilir.
8. Sterilizasyonu daha kolaydır.
9. Bitkisel üretimi, bitki yetiştirmeye uygun olmayan,
tuzlu, taşlı, çöl ve sığ alanlara da kaydırma şansı vardır.
10. Besin maddelerinin dozları ayarlanarak bitkilerin
vejetatif veya generatif fazda tutulmaları sağlanabilir. Örneğin; erken yada
geç çiçeklenme ve meyvelenme gibi.
11. Bitkiler için su stresi problemi yoktur.
12. Topraksız kültür yetiştiriciliği otomasyona
uygundur. Sulama ve gübreleme otoma tize edilerek iş gücünden ekonomi sağlanır.
13. Topraksız kültür yetiştiriciliğinde, kök ortamının
pH, tuzluluk, besin maddesi ve hava/su oranı daha sağlıklı bir şekilde
ayarlanabilir .
2.2. Yöntemin
Dezavantajları
Birçok avantajına rağmen, topraksız tarımın kullanımını sınırlayan bazı
olumsuz yanları da bulunmaktadır. Bu olumsuzlukların en önemlileri şunlardır:
1. Sistemi çalıştırmak için gerekli malzemelerin satın
alınması ve kurulması pahalıdır, mali yük getirir.
2. Zaman zaman bazı komplex bitki beslenme sorunları
ile karşı karşıya kalınabilir. Yöntemin sağlıklı çalıştırılabilmesi için
belirli bir minimum bilgi birikimine sahip kalifiye elemana gerek gösterir.
3. Düzenli ve kesintisiz elektrik sistemine gerek
gösterir. Elektrik sisteminde kesintilerde (özellikle NFT sisteminde) çok
önemli sorunlar çıkabilir.
4. Sonbahar ve ilkbahar devrelerinde sıcak mevsimlerde
kök bölgesi sıcaklığı yükselebilir. Bunu engelleyecek önlemler almak gerekir.
5. Temiz bir çalışma gerektirir. Özen gösterilmezse
bazı hastalıkların (Fusarium, Verticillium vb. kök hastalıkları)
çıkması durumunda bunlar besin çözeltisi ile hızla yayılabilir.
3. KATI ORTAM ALTERNATİFLERİ
3.1. Substrateler
3.1.1. İnorganik Substratler
Kum
Çeşitli kayaların iklim olayları sonucu
parçalanması ile oluşan, bileşimi, meydana geldiği kayanın yapısına bağlı, su
tutma kapasitesi çok zayıf substrattır.
Topraksız yetiştiricilikte en uygun kum
tane iriliği 0,5-2 mm. arasında
olmalıdır. Ortamda küçük taneli olanların çokluğu drenajı ve havalanmayı
güçleştirir.
Kum, diğer materyallerle belli oranda
karıştırılarak kullanılabilir. Örneğin talaş ile kum karışımından kum
miktarının en az % 25 ve daha üzerinde olması önerilir. Kum bu karışımda suyun
daha üniform dağılımını gerçekleştirir.
Çakıl
Topraksız kültürde en yaygın kullanılan
ortamlardan biride çakıldır. Çakıl tanelerinin büyüklüğü genelde 2-20 mm.
arasında değişir. Genelde taneleri küçük ve yuvarlak olanlar kullanımda tercih
edilir. Düzensiz yapılı çakılların su tutma güçlerinin yuvarlak yapıdakilerden
daha yüksek olmasına karşın, keskin kenarlı çakılların bitki gövdelerine zarar
vermesinden korkulduğu için, kullanılmalarından kaçınılır. Çakıl, her
yetiştirme periyodu sonunda yıkanarak yada sterilize edilerek tekrar
kullanılabilir .
Perlit
Al, Na ve P silikatlarından oluşmuş
volkanik bir cam köpüğüdür. Doğada çıkarılan ve perlit elde edilmesinde
kullanılan volkanik kayaçlar.öncelikle öğütülür, sonra 900-1000 °C gibi yüksek sıcaklıklarda tutulur, bu sıcaklıklarda
içerdiği suyun genişlemesi sonucu oluşan silis kürecikleri perliti oluşturur.
Perliti oluşturan bu silis küreciklerinin rengi beyazdır, hafif, steril ve nötr
karakterdedir.
Isı iletkenliği çok düşük olan perlitin
tanecikleri elektriksel yük taşımadığından su ve besin elementleri bitki
kökleri tarafından kolayca alınabilir. Ayrıca kimyasal ve biyolojik ayrışma
göstermediğinden yapısı değişmez. Sıkışmadığından köklü çelik ve fideler perlitten kök kaybına
uğramadan kolayca çıkarılabilir .
Ponza (Volkan Tüfü)
Volkanik bir kayaç türü olup, asidik ve
bazik karakterli volkanik faaliyetler sonucu oluşmuştur. Volkanik bir cam
yapısındadır. Ponza, volkan bacasındaki gazların basıncı etkisi ile patlayan
volkanla birlikte fışkıran magmanın köpük halini almasıyla şekillenmiştir.
Köpük atmosfer basıncıyla aniden soğumuş ve katılaşmasıyla porozite
kazanmıştır. Bu sebeple çok değişken boyutlarda gözenekler yada kabarcıklar
oluşmuştur.
Ponza, steril, kimyasal reaksiyon sevmeyen,
pastorizasyonla yapısal değişikliğe uğramayan bir substrattir.
Doğal bir hidrokültür malzemesi
olduğundan maliyeti, perlit ve kile kıyasla daha düşüktür. Ponza taşı ucuz
olmakla birlikte, hafif olması, taşınmasındaki kolaylık ve diğer özellikleri
açısından da bitkiler için iyi bir malzeme ve gelişme ortamıdır .
Ponza taşı suyu tutan ve koruyan, bu
özelliği ile de su kullanımında ekonomi sağlayan bir agregat olması kurak ve
yarı kurak bölgeler için önemini bir kat daha arttırmaktadır .
Ponzanın tane iriliği genelde 1-5 mm
arasında değişir. Fazlaca sülfat içerir, ancak yıkanarak sülfat bileşiklerinden
arındırılabilir. Bünyesinde bulunan K, Ca, Mg gibi makro, Fe, Cu, Mn, Zn gibi
mikro elementler bitkiye yarayışsız formdadır yada bitkiye yarayışlılık sınırları
çok düşüktür .
Vermikulit
Steril olan ve su absorbe etme özelliği
çok yüksek olan ancak hava kapasitesi kısmen düşük olan mika grubu flogopit
türü bir maddedir. Kullanımdan sonra sterilize edilmesi güçtür .
Kaya yünü
Basalt ve kireç taşı karışımının 1600 °C ısıtılması ile oluşturulan sıkıştırılmış liftir.
Özellikle Hollanda, Belçika gibi ülkelerde geniş şekilde kullanılmaktadır .
Kimyasal yapısı; %47 SiO2,
%14 Al2O3, %1 TiO2, %8 Fe2O3,
%16 CaO, %10 MgO, %1 MnO, %2 Na2O, %1 K2O’dan oluşur .
Yapıştırıcı ve izotropik lifli bünyesi,
yüksek su tutma kapasitesi, gözenekli ve oksijen zenginliği ile iyi bir kök
ortamı oluşturması, besin eriyiklerini yüksek emme gücü ve eşit dağıtması kaya
yününün topraksız yetiştiricilikte üstün özellikleridir .
Cam yünü
Cam fabrikalarından çıkan ince cam
parçalarının toplanıp, birleştirilmesi sonucu elde edilir.
Su tutma kapasitesi ve hava içeriğinin
iyi olmasına karşın fiyatının yüksek oluşu topraksız yetiştiricilikte
kullanılmasını engellemektedir .
Cüruf
Gözenekli olan cüruf kumdan hafiftir.
Kalitesi kömürün kalitesine göre değişir. Yıkanabilen sülfat içerdiğinden
dolayı kullanımdan önce yıkanması gerekmektedir. Yıkanan cüruf kullanılmadan
önce elenir. Kula cürufunun (2-5 mm çaplı) su tutma kapasitesi % 48.57,
porozitesi % 62.47, hacim ağırlığı 0.820 gr/cm3, pH 6.6, EC 0.10
mmhos/cm’dir .
Plastik köpük (Styromul=Polystyrene)
Litresinin ağırlığı 20 gramdır. Hacminin
%95’i kadar hava ile doludur. Bünyesinde tuttuğu suyun tamamını bitkiye verebilir.
Köpük hafiftir ve yüksek su tutma gücüne sahiptir. Mineral besin içermez, pH
değeri açısından nötr bir yapıya sahiptir .
Bunlara ek olarak plastikler ve
polimerler, polyester, poliüretan, üre-formaldehit (Hygromul), fenolik
bileşenler, hidrojeller ve genleştirilmiş kil sentetik ve değişikliğe uğramış
yetiştirme ortamı substratleri olarak sıralanabilir .
3.1.2. Organik Substratler
Turba (=Torf)
Anaerobik şartların hakim olduğu
alanlarda kısmen ayrışmış bitki ve hayvan artıklarının yüzeyde birikimi sonucu
oluşmuş organik materyal katmanıdır
Genel olarak turbalar % 60 ve daha
yüksek organik madde oranına sahip, su tutma kapasitesi (% 60) yüksek ve % 30
civarında hava gözeneklerine sahip materyaldir. Çelik köklendirme ve fidan
yetiştirme çalışmalarında temel dolgu materyali olarak kullanılır.
Turbalar, teorik olarak steril olan ve
yarayışlı bitki besin maddesince oldukça fakir olan materyallerdir (13). Besin
maddelerinin parçalanıp yarayışlı hale gelmesi çok uzun sürer. Parçalanmanın
gerçekleştiği anda agregat özelliğini yitirir. Uzun süre kullanımlar turbanın
sıkışmasına, kök gelişiminin olumsuz etkilenmesine sebep olur.
Su tutma kapasitesi kuru ağırlığın 15-20
(lifli turbalar), ve 4-8 (fazla ayrışmış turbalar) katıdır (14). Bitkisel artık
oldukları için katyon değişim kapasitesi
yüksektir
Ağaç Kabuğu
Bütün ağaç türlerinin kabukları yararlıdır ve humus olarak
kullanılabilir. Yapılan araştırmalar başta göknar olmak üzere çam, ladin,
kayın, meşe, sekoya ve porsuk ağaçlarının rahatlıkla kullanılabileceğini ortaya
koymuştur. Kabuklar her şeyden önce biyolojik aktivitesi olmayan
materyallerdir. Bu sebeple yavaş ayrışan maddelerdir. Ani kabuklar kimyasal
olarak işlenmeye uygun değildirler. Çok az azot içeriğinden dolayı bakteri ve
mantarların gelişmesi için yetersizdir. Genelde kabukların su tutma güçleri çok
yüksektir. Göknar kabukları ağırlıklarının % 165’i kadar su tutabildiği, doyma
noktasında bile % 31.5 hava içeriği tespit edilmiştir. Ağaç kabukları fermente
edildikten sonra kullanıldıklarında herhangi bir hastalık yada zararlı taşıma
riskleri ortadan kalkar .
Talaş
Talaşın elde edildiği ağaç türü ve kullanılma süresi bitki
yetiştiriciliğinde önemlidir. Sevgican (1999), Ceviz ve sedir talaşlarının
bitkiler üzerinde fitotoksik etkisi olduğunu, diğer türlerin talaşlarının
bugüne kadar olumsuz etkisinin saptanmadığını ifade etmektedir. Gül (1991) ise, Maas ve Adamson (1990) atfen Pseudotsuga menziesii ve Tsuga heterophlla
talaşının topraksız ortam olarak kullanıldığını, Thuja plicata talaşının
özellikle taze olduğunda toksik olabileceğine işaret etmektedir.
Ayrışmasını tamamlamış talaşın katyon
değişim kapasitesi yüksekti. Fermente olmamış talaş, bitkiye zararlı bazı
mantarlar taşıyabileceği endişesiyle sterilize edilmeden kullanılmaması
önerilmektedir. pH’sı 5.0-6.8 arasında değişir, ayrışmanın ilerlediği dönemlerde pH’da biraz yükselme görülür. İnce
ve kaba talaş olarak her ikisi de kullanılabilir. İnce talaş nemi kaba talaştan
daha iyi yaydığı için, kaba talaş ise drenaj üstünlüğü nedeniyle tercih edilir.
Bu sebeple karışım halinde kullanılmasının dha iyi olacağı düşünülebilir.
Yetiştirme ve köklendirme ortamlarında
saf veya katkı materyali olarak kullanılan diğer organik materyaller arasında;
çeltik kabuğu, Hindistan cevizi lifleri, Buldan sazı, buğday sapı (saman),
kepek, susam sapı, saz kamışı, mantar artığı/kırıntısı, fındık kabuğu
kırıntısı, mısır sapı ve çay artığı kompostu, değişik ağaç türlerinin ibre ve
yaprak çürüntüsü, yosun, ayçiçeği kabuğu/küspesi, diken küspesi, çitlenbik
küspesi, kozalak talaşı, çiftlik gübresi, pamuk küspesi, sayılabilir
3.2. Ortamlarda Bulunması Gereken Temel Özellikler
1. Ortamı teşkil eden materyallerin hacmi, kuru ve yaş
iken değişmemelidir. Başka bir deyişle kuruduğunda aşırı bir şekilde
büzülmemelidir. Aksi takdirde son derece hassas olan çelik kökçükleri ile narin
süs bitkilerinin kökleri kolayca zarar görebilir.
2. Su tutma yeteneği iyi olup sık sık sulama
gerektirmemelidir.
3. Havalanma koşulları iyi olmalıdır. Bol oksijenli
ortamda kök gelişimi daha iyi olur.
4. Toplam %95 civarında gözenekliliğe (porozite) sahip
olmalıdır.
5. Hava ve su kapasitesi dengesinin (ince ve kaba
gözenekleri dengeli) uygun olması gerekir.
6. Ortamın asiditesi yetiştirilecek bitkiye uygun
olmalıdır.
7.Yeterli miktarda bitki besin maddeleri içermeli,
yorgun olmamalı yada dışarıdan beslenmeye dayalı bir üretim sistemi için de
kullanılıyorsa gübreleme ile serilen bitki besin maddeleri kolayca bitki
tarafından alınabilecek özellikte olmalıdır.
8. Nematodlara, mantarlara, böceklere, yabani otlara
ve tohumlarına karşı steril olmalı/steril edilmiş olmalıdır.
9. Ortamın gaz değişim kapasitesi (KDK) iyi olmalıdır.
10. Tampon kapasitesi yüksek olmalıdır.
11. Organik madde miktarı yüksek olmalıdır.
12. Geçirgen olmalıdır.
13. Stabilitenin yüksek olması (biyolojik, fiziksel ve
kimyasal parçalanmaya dayanıklı olması) gerekir.
14. Bol ve kolay temin edilmelidir
1- Özgür, M., 1991. Kontrollü Koşullar Altında Perlit ve Volkanik Tüf Ortamlarında Hıyar (Cocumis
sativus L.) Üretimi Üzerine Bir Araştırma, Doktora Tezi (Yayınlanmamış),
Uludağ Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Bahçe Bitkileri Anabilim Dalı,
Bursa.
2- Gül, A., 1991. Topraksız Kültür Yöntemiyle Yapılan Sera Domates Yetiştiriciliğine
Uygun Agregat Seçimi Üzerine Araştırmalar, Doktora Tezi (Yayınlanmamış), Ege
Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Bahçe Bitkileri Anabilim Dalı, İzmir.
3- Jensen, H. M., Collins, W. L., 1985. Hydroponic Vegetable Production, Horticultural
Reviews, Vol. 7, AVIPublishing Co., Inc. Westport, 483-558, Connecticut.
4- Çelikel, G., 1994. Organik ve İnorganik Kökenli Bazı Ortamların Serada
Topraksız Yetiştiricilikte Kullanılabilirliği İle Domates, Biber, Patlıcanda
Bitki Gelişmesi Verim, Erkencilik ve Kalite Üzerine Etkileri, Doktora Tezi
(Yayınlanmamış), Çukurova Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Bahçe Bitkileri
Anabilim Dalı, Adana.
5- Özeren, Ö., 1998. Topraksız Kültür Şekillerinden Su Kültürü İle Ortam Kültürünün Sera
Domates Yetiştiriciliğinde Verime Etkileri, Yüksek Lisans Tezi (Yayınlanmamış), Ege Üniversitesi Fen
Bilimleri Enstitüsü, Bahçe Bitkileri Anabilim Dalı, İzmir.
6- Sevgican, A., 1999. Örtü Altı Sebzeciliği (Topraksız Tarım) Cilt.2, Ege
Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Yayın No. 338, İzmir.
7- Coşgun, S., 1998. Adi Porsuk (Taxux baccata L.)’un Çelikle
Üretilmesi Üzerine Araştırmalar, T. C. Orman Bakanlığı, Batı Karadeniz
Ormancılık Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü, Teknik Rapor No. 1, Bolu.
8- Sevgican, A., 1996. Seracılıkta Yeni Yetiştirme Teknikleri (Topraksız
Tarım), İzmir.
9- Karaman, M. R., Brohi, A., 1995. Bitki Yetiştirme Ortamı Olarak Pomza Taşının Farklı N
Dozlarında Mısır Bitkisinin Su Tüketimi ve Gelişimine Etkisi, Turkısh Journal
of agriculture and Forestry, Vol. 19, s. 355-360, Ankara.
10- Kaygısız, H., 1997. Sebzecilik Genel Teknikleri, Özel Uygulamalar, Hasad
Yayıncılık, İstanbul.
11- Akgül, A., 1998. Bitki Yetiştiriciliğinde Kullanılacak Büyüme Ortamlarında Uygun
Koşulların Düzenlenmesi (Çeviri), T. C.
Orman Bakanlığı, Ege Bölgesi Orman Toprak Laboratuar Müdürlüğü, O. B. Yayın No.
043, İzmir Orm. Top. Lab. Yayın No. 4, İzmir.
12- Kaila, A., 1956. Phosphorus in virgin peat soils, Journal Science Agriculture,
28;142-167, Finlandiya.
13- Ayan, S. 1998. Turba Karakteristikleri ve Islah Çalışmaları, Orman Bakanlığı, Doğu
Akdeniz Ormancılık Araştırma Enstitüsü, DOA Dergisi, Sayı.4, 131-150, Tarsus.
14- Pokorny, F. A., Wetzstein, H. V., 1984. Internal Porosity, Water Ability and Root Penetration
of Pine Bark Particles,Horticulture Science, 19, 447-9.
15- Karatepe, H., 1995. Turba Yerine Kabuk Yedek Maddesi (Çeviri), AGM, Kaplı
Fidan Üretiminde En İyi Yetiştirme Ortamının Tespiti - Sulama Suyunun
İyileştirilmesi ve Büyümenin Kontrolü ile İlgili Araştırma Denemeleri, Analiz
Sonuçlarının Tartışılacağı ve Değerlendirileceği Toplantı Notları, 24-27 Ocak
1995, Denizli.
16- Gülpınar, H., 1999. Enso Tipi Fidan Üretiminde Yetiştirme Ortamı
Seçenekleri, Türkiye’de Tüplü Fidan Üretimi ve Ağaç Islahı Tekniklerinin ve
Çalışmalarının Geliştirilmesi Projesi Sempozyumu, 8-10 Kasım 1999, Marmaris.
17- Ayan, S. 1999. Tüplü Doğu Ladini (Picea orientalis (L.) Link.) Fidanlarının
Yetiştirme Ortamları Özelliklerinin
Tespiti ve Üretim Tekniğinin Belirlenmesi, Doktora Tezi (Yayınlanmamış),
KTÜ Fen Bilimleri Orman Mühendisliği Anabilim Dalı,Trabzon.
18- Genç, M. 1995. Bitki Yetiştirme ve Plantasyon Tekniği Ders Notu, KTÜ Orman Fakültesi
Peyzaj Mimarlığı Bölümü, Ders Teksirleri No.47, Trabzon.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder